"S" Harfi İle Başlayanlar

Sadberg : Yüz yaprak; birçok yaprağın oluşturduğu çiçek şeklinde süsleme motifi. Atlas çiçeği adıyla da bilinir.
Safiha : Düz, yassı yüz; madenî levha. Yazma eser başlıklarındaki, çoğunlukla dikdörtgen veya beyzî biçimde, düz yaldız çekilmiş satıhlara da safiha adı verilir. Bazen bunlarda eserin adı yazılıdır.
Sahaf: Eski devrin kitapçıları. Bayezid Camii avlusundan Kapalıçarşı'ya giden yolun iki tarafındaki dükkânlar, eskiden sahaf dükkânı idi. Bugün Bayezid Camii bitişiğinde Sahaf Çarşısı bulunmaktadır.
Sahaf kitabı : Eskiden satışı az olup, okuyucuları tarafından saklanan kitaplara verilen ad.
Sahtiyan : Cilt yapımında kullanılan keçi derisi. Sahtiyan, klâsik usûlde ıslatılıp yumuşatılarak bıçkı ile kâğıt inceliğinde traş edilmek suretiyle hazırlanırdı.
Sak : Tezhipte çiçek motiflerinin saplarına verilen ad. Arapça sak, ağaçlarla bitkilerin kök tarafı veya insanın baldırı demektir.
Sakal : Mücellit ve tezhipçilerin altın varaklan tutmak ve yapıştırmak için kullandıkları seyrek tüylü, genişçe fırça. Sakala benzediği için bu adı almıştır.
Salbek : Eski ciltlerde şemsenin iki ucundaki uzantı süslemeye verilen isimdir. XVI. yüzyılda en güzel örnekleri görülen salbekler XVII. yüzyılda büyümeye başlamış, giderek eski güzelliğini kaybetmiştir.
Samur fırça: Müzehhipler için en makbul olan fırça. Uzun yanan bir mum alevine benzemesi ve. ucunda ancak birkaç telli kıl bulunması şarttır.
Sancak Kur'an'ı : Ceviz kabuğunun içine yerleştirilerek gemilerin sancak direğine sancakla çekilen Kurban. Cava kalemi ile yazılırdı. Bunlar için klâsik süslemeli, çok güzel mahfazalar da yapılmıştır.
Sancak mushafı: Sancak başlarına takılan küçük Mushaf'lara verilen ad.
Sap : Tezhipte çiçek sapına benzetilerek yapılan şekiller.
Saplama şiraze : Bk. Şiraze.
Sarılma rûmî : Bk. Rûmî.
Sarma dal : Tezhipte çiçek ve yapraklı dalların kıvrılarak birbirine sarılmasından meydana gelen süsleme motifine verilen ad.
Satarehu : Bk. Ketebe.
Satırlamak : (mıstarlamak). Üzerine yazı yazılacak kâğıdı mıstar (satırlık, b. bk.) üzerine koyarak hafifçe bastırmak ve böylece kâğıt yüzeyinde kabarık bir iz elde etmek.
Sayfa kenarı : l —-Bir kitap sayfasının, yazılı bölümleri çevresinde kalan boşluğu;
2 — Bu boş kısma yazılan not, derkenar.
Saykal : Cilâcı, cila âleti.
Saykal-kâr : Yaldızcı.
Saykal-zen : Yaldızcı.
Saykallı : Yüzeyi parlatılmış kâğıt.
Saykallı âbadî : Uçuk krem veya beyaz parlak kâğıt.
Saz kalem : Kamıştan yapılan yazı kaleminin adı.
Saz yolu : Uzun dallar üzerine yapılan süslere denilir. Kıvrımdal adı da yerilir. Daha ziyade çiçekli ye yapraklı olur. Rûmî motiflerinin ayrı hatlar hâlinde aralarda kullanıldığı görülür. .
Sebeb-i te'lif : Yazılış sebebi.
Seberg : Üç dilimli yapraklar. Bitkisel süsleme motifi olarak kullanılmıştır.
Secâvend : Kur'an-ı Kerim'i mânaya uygun olarak doğru okumak için konulan işaret. Mesela kaf(ق): durmayı; sad (ص): geçmeye izni; cim (ج}: durma veya geçmenin caiz olduğunu; mim (م) : muhakkak surette durmayı gösterir. Kelime, bu işaretleri koyan zâtın memleketi olan Secâvend şehrinden alınmıştır.
Secâvend kalemi : Bk. Cava kalemi.
Secde gülü : Kur'an-ı Kerim'de secde edilecek âyetlerin hizasına, sayfa kenarlarına yapılan yuvarlak, içi boş süsleme. Gül şeklinde olduğundan bu adı almıştır.
Sedefkâri yazı : Bazı levhalarda görülen, sedef kakma suretiyle yazılan yazı.
Selçuklu eğrileri : Bk. Selçuklu münhanîleri.
Selçuklu münhanîleri : XI - XV. yüzyıl boyunca yazma kitap süslemelerinde çok sık karşılaşılan bir üslûptur. Genellikle Selçuklular tarafından kullanılmalarına ve kavisli, yumuşak ana yapılarına dayanılarak Ord. Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER tarafından, bu üslûba Selçuklu münhanîleri adı verilmiştir.
Genel olarak rûmîlerin ve kuş kanatlarının iç bünyelerinde bulunan ayrıntılardan oluşup, kendine özgü bir renklendirme tekniğine sahiptir. Daima birbirinin arkasından çıkacak şekilde çizilerek meydana gelirler. Her bir münhanînin daralan kısmı kompozisyonun gerektirdiği belli bir yöne doğru gittikçe incelerek devam eder.
Semerkandî kâğıt : Vaktiyle Semerkant'ta yapılan esmer; kaba fakat sağlam bir kâğıt. (Bk. Kâğıt).
Ser sûre : Mushaf'ların sûre başlıklarına verilen ad. Dikdörtgen şeklinde tezhiplidir. İklil, serlevha, başlık da denilir.
Sere : Bk. Tuğra.
Serlevha : Başlık, yazma kitabın tezhiplenen başlık bölümü. Bir levha veya kitabın başına yazılan yazı ve yapılan resme de serlevha denilir. Fatih devrinde kitap başlıkları, ucu ince tığlarla biten mihrap şeklinde değil, sayfanın enince uzanan uzun dikdörtgenler şeklindedir. Bu devirde pembemsi, mavi ve siyah» renk; çiçek, dal, yaprak ve filiz motifleri, türlü geçmeler görülür.
Serpme : Benek benek serpiştirilmiş olan çiçek, yaprak ve benzeri süslemelere verilen ad.
Serpme altın : Serpme suretiyle yapılan ufak ufak aralıklı noktalardan ibaret yaldız süslemenin adı. Püskürtme olanına zerefşân denilir (Bk. Zerefşân).
Sertâb : Klâsik ciltlerde mıkleple alt kapak arasındaki parça. Sayfa kenarlarını korur ve mıklebe hareketlilik sağlar. Üzerinde âyet, beyit yazılı olanları vardır.
Sevad : Siyahlık, yazı karalama.
Sevvedehu : Bk. Kelebe.
Sığır dili : Uzunlamasına açılan kitap ve mecmualara verilen ad. Beyazî de denilir.
Sırça : Bk. Kalem sırçası.
Sırma işlemeli cilt : Deri üzerine sırma ile çeşitli motifler işlenerek yapılan cilt.
Sırmakeş : Gümüşü haddeden geçirerek sırma çeken sanatkâr.
Sırt : Ciltte alt ve üst kapağı bağlayan kısım. Dip de denir. Klâsik ciltlerde sırt yuvarlak değil, düzdür. Yazı ya da bezeme yoktur.
Sıvama altın : Kat kat sürülen altın. Bir kat sürülene sürme altın denir.
Sıvama şemse : Zemini altınla kaplanmış olan kitap kâplarının üzerindeki şemse.
Sıvama yaldız : Her tarafı yekpare ve som olarak yaldızlanmış süsleme.
Silkme :. Bir yazı ve motifi aynen bir kâğıda çıkardıktan ve iğne ile dikine olarak deldikten sonra, o kâğıdı asıl yüzey üzerine koyup üstünden içi kömür tozu ile dolu kese geçirerek iz bırakma usûlüne verilen ad.
Silkme kalıbı : Silkme işinin yapılması için hazırlanan, iğne ile delinmiş süslemenin bulunduğu kopya. Meşhur hattatların silkme kalıplarına günümüzde de rastlanmaktadır.
Silkme kesesi : Silkme yapmak için kullanılan kömür tozunun konulduğu gözenekli torba.
Silkme tozu : Silkme işinde kullanılan, söğüt kömürünün tozu.
Sima' kaydı : Yazma eserlerde kitabı kopye eden kişinin yazdıklarını müellife okuduğuna ve müellifin de bunu dinlediğine dair, yazmaya konulan kayıt.
Simdûzî : Deri üzerine gümüş işlemeli cild.
Simin kalem : Gümüş kalem. Bk. Kalem.
Siyah mûrekkeb : Eskiden neft, çıra isi, keçi kılı isi veya beziryağı isinden yapılan mûrekkeb.
Siyakat : Bir yazı çeşididir. Irak'ta Abbasîler zamanında icad edilmiş, Selçuklular zamanında Anadolu'ya girmiştir.
Resmî ye özellikle mâlî işlerde kullanılmıştır, înce, girift ve genellikle noktasızdır. Az yer kaplar ve çabuk yazılır. Rik'a ile bir sayfalık bir yazı, siyakatla 4-5 satir tutar.
Siyakat noktasız ve nadiren de noktah olarak iki şekilde yazılmıştır. Kolay okunabilen şekli olduğu gibi, ancak mütehassıslarca, okunabilenleri de vardır. Harfler, kelimeler, satırlar daima birbirine yakın, hattâ bitişiktir. Asıl ismi erkam-ı divâniye olan siyakat rakamları, siyakat yazısı ile kullanıldıklarından bu adı almışlardır. Onlu, yüzlü, binli rakamları okumak zordur [54].
Soğuk damga : Eski cildlerde, süsleme şeklini verecek kalıbın deri üzerine yaldızsız olarak basılması yoluyla elde edilen bezemeye verilen ad.
Soğuk iplik : Meşin şemse cildlerin üzerine soğuk iplik demiri ile çekilen çizgiye verilen addır. Bu çizgiler altınlamnaz, boş bırakılır.
Soğuk iplik demiri : Meşin şemse cildlerin üstüne çekilen çizgiyi yapmakta kullanılan âlettir. Balta şeklindedir.
Soğuk şemse : Şemse kalıbı, yaldız kullanılmadan, doğrudan doğruya cildin üzerine basılacak olursa buna soğuk şemse denilir. Bütün islâm cildleri, XV. yüzyıla kadar bu şekilde yapılmıştır. Motifler cildin derisi renginde buakdmıştir.
Som altın : Kaplama olmayan, yekpare olan altın hakkında kullanılan bir terimdir. Parlak veya mat olanları vardır.
Somaki ebrusu : Somaki damarları gibi desenli olan ebrulara verilen ad.
Stilize: Karakteri kaybolmadan basitleştirilerek tezyînî ve şematik hâle sokulmuş biçim ya da motif. Üslûblandmlmış.
Su çizgisi : Eski kâğıtların dokusunda bulunan, aydınlığa tutulunca görülebilen çizgi. Daha çok enine çizgilerdir.
Su damgası : Bk. Filigran.
Su işareti : Bk. Filigran.
Su yolu : Bk. Su çizgisi.
Suhuf: Sayfalar. Allah'ın dört kitaptan başka, Cebrail vasıtasıyla bazı peygamberlere yolladığı emirler. 100 tanedir;
Âdem'e (10), Şit'e (50), Idris'e (30), İbrahim'e (10) yollanmıştır.
Sultani kâğıt : Eskiden ipekten yapılan iyi cins kâğıt. Bk. Kâğıt.
Supara : Eskiden mektep çocuklarının okudukları kitaplara denirdi. «Elifba cüzü» yerine «elifba suparası» gibi. Az sayfalı demek olan suKuf pare'den bozmadır.
Sûre gülü : Genellikle sûrelerin başladığı sayfa kenarına konan, içi boş, b az an da sûrenin adı yazılı yuvarlak süsleme. Bk. Gül.
Sülüs: Eski yazı çeşitlerinden ' biri. 2-3 mm kalınlığındâ kalemle, yazılır, harfler yumuşak ve ahenkli döner,. Harflerin üçte iki parçası düz, üçte bir parçası ise devirlidir. Bu Oran daima korunduğu için sülüs (=üçte bir) adını alınıştır. Hattın esasını teşkil eder ve hüsn-i hatta sülüs öğrenmekle başlanır. Ümmıffl-hat*, Mikyasü'l-hat ve mizanü'l-hat diye şöhret bulmuştur. Bütün hat çeşit ve kuralları sülüsten çıkmıştır. Kur'an, yazma kitap, başlık ve sûre başları, hilyenin besmelesi, çoğu hat levhaları sülüsle yazılmıştır.
Sünbülî : Bir yazı çeşidi.
Sürh : Kırmızı mürekkeb. Yazma kitaplarda, konu başhklarında ve metin aralarındaki şekillerde kullanılmıştır.
Bab veya faşd başlıkları kırmızı mürekkeble yazılmış yazma kitaplara da sürh denmiştir. Ateş renginde olanlara madenî sürh denir. Bu türlü kitapların sayfalarına da siyah, mavi yahut altın cedvel çekilirdi.
Sürme altın : Bir kat sürülen altın. Yalınkat olduğu için çok makbul değildir. Kat kat sürülene sıvama altın denilir.
Sütun : Kitap veya yazmalarda sayfanın yukarıdan aşağıya doğru bölünmüş olduğu kısımlardan her biri, kolon


0 yorum :