"Z" Harfi İle Başlayanlar

Zahriye:
1. Mektup veya kâğıdın arka tarafına yazJan yazı; arkasındaki şerh.
2. Yazma eserlerin başlık bulunan ilk sayfasından önceki, temellük kaydı bulunan, çoğunlukla tezhibli ve bazan da boş sayfalarına zahriye adı verilir. Bu sayfalarda bazan kitap başlığı, müellifi, meşkurların hükmü, bir beyit v.b. yazalar bulunur.
Fatih, devri kitaplarında zahriye çift sayfa halindedir. Kimi sayfayı tamamen kaplar, kimi de madalyon biçimindedir. Genellikle ilk sayfada kitabın Sultan Mehmed b. Murad Han'ın mütalâası için yazıldığını göste­ren kayıt, ikincisinde ise kitabın ve müellifin adı vardır.
Zamk-ı Arabi: Ezme yaldız, varak altın ve mürekkeb yapımında kullanılan kimyevî madde.
Zarf: Bir şeyi kavrayan, çevreleyen. Yazma eserlerde kap ve metin harici kısımlar anlamına gelir.
Zemin Doldurma: Bir tezhibin şekli belli olup, altınları sürülerek tahriri bitince, araları uygun renklerle boyanırsa buna zemin doldurma denir.
Zencirek: Yazma kitapların sayfa kenarlarına ve levha yazılarının etrafına, iki çizgi arasında altın yaldızla yapılan zincirleme halkalar şeklindeki süsleme suya verilen ad.
Zerçedvel: Yazma eserlerde sayfa kenarlarına altınla çekilen çizgilere verilen ad.
Zerduva Cild: Kadife kaplı cild.
Zerdûz:
1. Altınla iş yapan
2. Altınla yapılmış iş.
Zerdûz Cild: Kitabın kabını teşkil eden mukavvanın göbek ve kenarı kesilir; Buraya yerleştirilen kadife altınla, işlenerek zerdûz cild yapılırdı. Buna zerdûz kap da denilmiştir.
Zerdûzan: Altın işleyenler.
Zerdûzî: Deri üzerine altın işlemeli cild.
Zerefşan: Altın serpmek, püskürtmek; püskürtme altınla yapılan süsleme çeşidi. Varak altın toz hâline getirilip jelatinli su ile karıştırılır. Daha sonra fırça ile (veya elek; üstünden), jelatinli su ya da yumurta akı sürülmüş kâğıda serpiştirilir. Zermühre ile parlatılır. Eski ve kıymetli kitaplar çoğunlukla bu tür kâğıt üzerine yazılmıştır.
Zerender-zer: Süsleme terimi. Sarı altın üzerine yeşil altınla yapılan süsleme.
Zerender-zer Nokta: Altın zemin üzerine tekrar altınla, düzgün şekillerle yapılan nokta.
Zerendûd: Altın yaldızlı. Kâğıdın üzerine sıvama altın sürülmesine verilen ad. Çoğu minyatürler bu altın üzerine yapılmıştır.
Zerkâr: Altın işleme; sırma ile işlenmiş.
Zerkûf: Altın tozu, altın yaprak yapan, sarı yaldız yapan sanatkâr.
Zermühre: Altın parlatmak için, akik, Süleymanî taş, yeşim veya ağaçtan yapılan, ucu sivri ya da toparlak ve bir çubuğa bağlı âletin adı. Mazgala da denilmiştir. Bununla parlatılmış işlere Pesend denilmiştir.
Zernişan: İrili ufaklı altın noktalarla süslenmiş kâğıtlara verilen ad. Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver'in anlattığına göre kalbur üzerine altın varakkonularak üzerinden kuru bir fırça geçirilir; altın, gayrımuntazam iri parçalar hâlinde, kalburun altındaki kâğıt üzerine yayılır. Bu tür altınlanankâğıtlar çok kıymetlidir.
Zernüvis: Altın yaldızla yazı yazan hattat veya müzehhib.
Zerrin Kalem: Altından yapılmış kalem. Bk.Kalem.
Zerşikâf: Boyalı halkâr. Boya ile yaldızın birlikte kullanılmasıyla yapılan süslemeler. Bk. Halkâr.
Zervarak: Eski kâğıtlar aharlanıp mührelendikten başka bir de üzerlerine altın serpme yapılırdı. Buna zervarafc denir. Altın serpme şöyle yapılırdı: Bir fincan içine birkaç tane nohut konur ve bu fincan içine de altın tozu dökülür. Bir kâğıt üzerine zamk sürülür ve ağzına tülbend gerilmiş fin­can bu kâğıt üzerinde sallanır. Tülbentin deliklerinden sızan altın zerre­leri kâğıt üzerine dökülerek bir tabaka teşkil eder.
Zevane: Bk. Lika.
Zeyl: Doğu yazmalarında, bir konunun birbirini izleyen yazarlarca belirli zaman çerçevesi içinde sürdürülmesiyle meydana gelen eser.
Zırnık: Sarı mürekfceb.
Zilbahar cild: Üzerine ezme altınla, fırça kullanılarak geometrik çizgiler çizilmiş, kesişen hatlar arasına yaldız ve noktalar konulmuş deri cildlere verilen ad. Kafes de denilmiştir. Süsleme, kapağın ortasını veya bütün yüzünü kaplar. Bazan cild mahfazasında da aynı süsleme görülür. XIX. yüzyılda çok rastlanır. Kelimenin zerbahar şeklinde söylenmesi gerektiğini ileri sürenler varsa da, kayttlarda hep zilbahar olarak geçmiştir.
Zincirli Şemse: Bk. Şemse.
Zîr-i Meşk: (Zîr: Alt, aşağı) Eskiden yazı yazmak için kâğıdın altına konan altlığa verilen ad.
Zülfe: Sülüs yazısında eliflerin ucundaki çengellere verilen ad. Zülfe, Arapça «ufak saçak» demektir. Elifin çengeli de saçağa benzediğinden im adı almıştır. Ayrıca tuğların yanlarındaki küçük bayrak şeklindeki kavislere de zülfe veya zülüf denilir.
Zülüf: Bk. Zülfe.



0 yorum :