"L" Harfi İle Başlayanlar

Lâk: Bk. Lika.
Lake cilt: Mukavva, deri veya tahta üzerine uygulanan çeşitli boyamaların üzerine vernik sürülmek suretiyle hazırlanan ciltlere verilen ad. Lake ilk defa 5000 yıl önce eski Mısırda tahta lâhitler üzerinde görülmüştür. Sulu boya ile yapılan nakışların bozulmaması için, bir sıvıda eritilen bir nevî reçine, boyalar üzerine kaplanmıştır. Bu, suda erimeyen ve bozulabilecek altınlı ve sulu boyalı kap nakışları üzerine, korumak amacıyla sürülen bir verniktir.
Ciltlerin üzerine boya ve altınla çiçek gibi resimler yapılır; üzerine rugan (bk. rugan, rugani) da denilen vernik çekilirdi. Önce mukavva murakka hazırlanır, murakkanın üzerine vernik çekilir; üzerine altın veya boya ile nakış yapılır, üst üste birkaç kat vernik çekilirdi. Deri üstüne yapılacaksa, sirkeli yumuşak bir bezle derinin yüzü temizlenerek yağı alınır, bu işlemle boya veya altının deri üzerine düzgün olarak sürülmesi ve dökülmemesi sağlanır; boya ve altından sonra da birkaç kat vernik çekilirdi.
Türkiye'de bilhassa Diyarbakır Bursa, İstanbul ve Edirne şehirlerinde lake cilt yapılmıştır. Önceleri rugani diye isimlendirilen bu ciltlere, en güzel örnekleri Edirne'de yapıldığı için, Edirnekârî de denilmiştir.
XVIII. yüzyıl sonlarında lake cildlerde bir gerileme başlayarak, sonraları Avrupai tesir altına girmiştir.
Lakit: Kırmızı boya. Hattatlarla Müzehhiplerin yazı ve tezhipte kullandıkları bu boya kırmız böceğinden çıkartılır. Şapla işlenerek kırmızı renkli boya hâlinde bir tortu teşkil eder.
Lâl: Kırmızı mürekkep.
Lâl efşân: Celî divanî yazılarda harekelerden sonra gayet ince olmak üzere toz hâlinde serpilen kırmızı boyanın adıdır.
Lâl-i Bedahşî (Bedahşânî): Bedahşân kırmızısı.
Lası: Bk. Lika.
Levha: Kitap başlıklarına verilen ad. Başlık veya serlevha da denir. Hüsn-i hatla yazılan ve çerçevelenerek duvara asılan yazılara da levha denilir. Bu yazıların küçüklerine ise kıt'a denilir.
Lif: Bk; Lika.
Lika:
1. Mürekkep hokkalarının dibine konulan ham ipeğin adıdır. Arapçası milka'dır. İran'da ise kilke denir. Kamış kalemin, hokkanın dibine çarpıp bozulmasını, kalemin ucunda çok mürekkep kalmasını ve hokka devrildiğinde mürekkebin dökülmesini önlemek amacıyla kullanılmıştır. Lif de denilmiştir. Tuhfe-i hattatın'e göre lika'ya. «peşm», «peşençe», «lası», «gersef», «zevane»,«penag” da denilmiştir.  Mürekkep tortusundan katılaşan lika çıkarılıp yıkanır, çürüyünce yenisi konurdu.
2. Lika, aynı zamanda yaldız altına sürülen maddenin adıdır. Lâk da denilir. Zamk türünden bu madde önceleri yerli olarak yapılmış, sonra Avrupa'dan gelmeye başlamıştır.
Lu-i Tebrizî: Eskiden kullanılan şeker rengi yazı kâğıtlarından birinin adıdır. Bk. Kâğıt. Gûnî-i Tebrizî de denmişti.


0 yorum :