Istampa baskılı cilt: Soğuk ıstampa, üzerine modelin
kazındığı bir demir levha kızdırıldıktan sonra derinin üzerine bastırılır. Bu
Istampa modeli meşin üzerine bir altın yaprakla bastırılarak yaldızlı cilt elde
edilir.
Itrî: Süsleme motifi. Bir tür yaprak
şeklidir. Itır yaprağına benzediğinden bu adı almıştır. Berk-i ıtrî de denilir.
İbda': Yaratma; sanatın her devirde ve her
yüzyıla ait bütün ayrıntılarını bildikten sonra, şimdiye kadar yapılmamış, yeni
bir çığır açma; yeni, ayrı ve bir esasa bağlanmış üstün örnekler.
İ’câm: Harfleri noktalama, yazıya nokta
koyma.
İcâzet: Bk. Hatt-ı icazet.
İc’azetname, icâzet: İlimde ve yazıda öğrenimini
bitirenlere verilen belge; hattat icazetnamelerine son asırda ketebe kıtası
denilmiştir. İcazetnamede, silsilenamedeki gibi, kimin kimden yazı öğrenmiş
olduğu sıra ile gösterilir. Kıtalarda ise yalnız öğrenci ve öğretmenin ismi ile
dualar yazılmıştır. İcazetname almadan önce yazıya ketebe konulamaz.
İç: Arap harflerinin karınlı veya tekneli
olanlarının çizgi içindeki kısımlarına verilen isim.
İç kapak: Dış kapaktan sonra gelen, bazen boş
bazen da eserin adı ve vakıf mühürlerinin bulunduğu yaprak.
İç yüz: Kapağın iç tarafı. Bâzı ciltlerde
tıraş edilmiş deri tezyin edilmeden düz olarak yapıştırılmıştır. Selçuklular
zamanında ciltlerin iç yüzlerindeki süsleme, kızgın demirin bastırılması ile
yapılmış belli motiflerden ibarettir. XV. yüzyıldan sonra birçok Türk cildinde
iç kısım, ya oyma (katı') şeklinde veya dıştakinin aynı kabartma şekillerle
süslenmiştir. Ebru kâğıt kaplanmış veya âyet yazılmış müzehhep iç yüzler olduğu
gibi, nadiren iç yüzde halkârî süslemelere de rastlanır.
İklil: Taç. Bk. Ser sûre.
İlhanî: İlhanlılar devrinde Anadolu'da yaygın
olarak kullanılan keşideli bir yazı türüne verilen ad.
İnce yazı: Eski yazıların bir sanat gösterisi
olarak ince yazılması. Bk. Gubarî.
İsfidaç: Bk. Üstübeç.
İstif: “Bir şeyi birbiri üzerine ve sıra ile
dizip yığmak” demek olan bu kelime, eski yazıda kelimeleri birbiri üzerine
çıkararak dizmek yerine kullanılmış bir terimdir. Hattatlıkta değerli olan, ne
kadar üst üste olursa olsun kolay okunanıdır. Rakım Efendi, sülüs istifte çok
başarılıdır. Muhsin zade Abdullah Bey, yazacağı yazıyı kurşun kalemle istifler;
âz okuma bilen bir çocuğa gösterip çocuk okuyabilmişse onu yazarmış.
İstinsah: Nüshasını çıkarmak, kopya etmek.
Eskiden, müellifin yazdığı ya da hazırladığı kitabı elle çoğaltma işlemi. Bu
işi yapanlara müstensih denilir.
0 yorum :
Yorum Gönder